Anayasa nedir?
Anayasa bir devletin yönetim biçimini belirleyen temel yasalardan biridir. Yasama, yürütme ve yargılama erklerinin nasıl kullanılacağını gösteren, yurttaşların haklarını, özgürlüklerini saptayan ve düzenleyen bir yasadır. Anayasa böylelikle temel insan haklarını garanti altına almaktadır. Anaysası olan her devlette, devlet adına yapılan her faaliyetin temeli anayasa içerikli olmalıdır. Hiçbir şahsın anayasa kurallarını bozmaya hakkı yoktur.
Buna rağmen devlet sınırlarında olup bitenden sorumlu değildir anayasa kanunu. Anayasa temel kaynaklardan oluşmaktadır. Bu temeli sorgulamak söz konusu değildir. Anayasa kanunlarında devlet sınırları kapsamında yaşanan hayat kuralları belirlenir. Anayasa kanunlarını değiştirmek için özel kanunlama gereklidir. Avusturya Anayasası Federal Anayasa olarak adlandırılır. Bu anayasa sayısal kanunlardan oluşmaktadır ve bunlardan en önemlisini Federal Anayasa Kanunu oluşturmaktadır. Federal Anayasa Kanunu’nu değiştirmek için Ulusal Meclis‘te en az 2/3 vekillerin oyuna gerek duyulur. Anaysa değişiminde federal devletlerin hakları kısıtlanıyorsa eğer, böyle bir durumda Federal Konseyi’nin 2/3 oy hakkına gerek vardır. Ulusal Meclis ve Federal Konsey Avusturya Parlamentosunu oluşturmaktadır. Federal Anayasa’da kapsamlı değişiklikler yapıldığı takdir, vatandaşların çoğulunun oyuna gerek vardır.
Tanıtım ve ölçü
Anayasa teriminin Almanca kelimesi ‘Verfassung’ farklı manalarda da kullanılmaktadır. Mesela bir şahsın sağlık durumunun iyi olduğunu da söyler ‘Verfassung’ terimi. Devlet yada kuruluşlar hakkında konuşulduğunda da şöyle deriz: ‘ durum iyi değil ’ yani siyasetçiler, polis görevlileri yasa dışı işlere karışarak vatandaşın güvencesini tehlikeye altına alıyor demektir.
Avusturya Anayasasına Gerçekci Anayasa da denir. Bu terim federal devletin, siyasi partilerin ve çoğu organizasyonun kanuni düzenlemelerdeki önemli etkisinin olduğunu göstermektedir.
Anayasa’ya iki bakış açısı vardır: sabit kanunlar ve somut siyasi durumların boy gösterdiği gerçekler. Anayasa devlet içinde neyin nasıl olması gerektiğini kesin şekil belirlemez ve bu gerçek anayasayı özel kılmaktadır. Anayasa kanunları çerçevesinde kim neyi nasıl yapabilir ve devlet sınırları içinde sorumlulukların nerde olması gerektiği belirlenmektedir. Anayasa devlet ve devlet görevlilerin (mesela cumhurbaşkanı, hükümet görevlileri, polis, belediye başkanı gibi) sorumluluklarına sınır ve ölçü koymaktadır. Mahkemelerin etki altında kalmadan karar kılmaları, idarenin adil davranması tabiki emin değildir. Birçok devlette rüşvet ve adil olmayan kararlar söz konusu olmaktadır. Emelimiz, bir anayasa düzeyinde böyle sorunların ortaya çıkmamasıdır. Anayasa karşısında devlet kapsamında verilen kararlar- parlamento, hükümet, idare ve mahkeme de olsun- yorumlanır ve sınıflandırılır. Bundan dolayı dikkatli olan bir sivil toplum, sorumluluk taşımasını bilen medya ve iyi yürüyen bir parlamentonun yardımına gerek duyulur.
Haksızlığa karşı yanıt
Bu tarz anayasalar 200 yıldan beri vardır. Dünyanın en eski anayasası ABD’ye aittir ve 1787 yılından beri geçerlidir. Modern demokratik devletlerin tarihleri anayasa talebi ve gerçekleşmesiyle alakalıdır. Modern anayasa kararları sayesinde kraliyet veyahut farklı etki yaratan grupların söz hakkı kısıtlanmıştır. Anayasa kanunları sayesinde devlet sınırları içinde yaşayan vatandaşın insan hakları ve özgürlüğü güvence altına alınmıştır.
Sayısal devletlerin geçmişlerine baktığımızda, Anayasa genelde bir şavaş, iç savaş yada diktatörlük sonunda ortaya çıkıyor. Yaşanılan haksızlığa karşı bir yanıt misali ortaya çıkıyor yeni anayasa. Anayasa kuralları sayesinde gelecekte insanların nasıl beraber yaşayabileceğinin temeli atılıyor ve anayasa geleceğe dair verilen bir söz gibi görülüyor. Sayısal devlet anayasasından dolayı gurur duymaktadır ve eğitim sisteminde bunu öğretmektedir gelecek nesillere.
Avusturya Federal Anayasası
Modern Avusturya Anayasa’sının tarihi 1848 yılında başlamaktadır. O yıllarda Avusturya Habsburger hanedanına benzer kraliyet ailelerinin ve askeriyenin çok güçlü olduğu bir dönem yaşamaktaydı. 1848 yılındaki bir devrim sayesinde ülkedeki tüm vatanadaşlar için- buna köylüler de dahil- bu gücün ve özgürlüğün kısıtlanmasını talep ettiler. Devrim ilk etapda bastırıldı ve kanunların değişmesi 1867 yılına kadar devam etmiştir. Zamanda yürürlüğe giren bazı kanunlar bugün halen yürürlükte bulunmaktadır.
Güncel Avusturya Federal Anayasa’sı 1920 yılına aittir. Birinci Dünya Savaş’ının sonunda büyük Avusturya İmparatorluğu da son bulmuştur. 1918 yılında Avusturya Cumuhuriyeti kurulmuştur. Kuruluşun başından beri siyasi partiler arasında büyük sorunlar yaşanmıştır. 1920 yılına ait anayasaya baktığımızda, sadece tüm partilerin anlaşabildiği konuların bulunduğunu fark ederiz ve bundan dolayı çoğu siyasetçi yeni demokrasi ve anayasadan memnun kalmamaktadır. 1929 yılında Federal Anayasa değiştirilmiştir ve böylelikle cumhurbaşkanının ve parlamentonun rolü ve pozisyonu güç kazanmıştır. 1933 yılında siyasi devrim yaşanmış ve kısa bir iç savaştan sonra diktatörlük boy göstermiştir. 1938 yılından itibaren Avusturya Alman İmparatorluğunun parçası olmuş ve Nasyonal Sosyalist sistem altında yönetilmiştir.
1945 yılından itibaren Avusturya Cumhuriyeti 1920 ye ait ( 1929 yılındaki değişimlerde dahil) anayasasıyla kurulmuştur .Yeni kurulan 2. Cumhuriyet sınırlarında Anayasa demokratik bir toplumun temeli olmuştur ve sadece kanuni hakların yürürlükte olduğu bir sistemden öte gelmektedir.
Anayasa Mahkemesi
Anayasa Mahkemesi kendine özgü bir bağımsız bir mahkemedir ve 1920 yılında kurulmuştur ( ne parlamento, ne hükümet nede idareye bağlıdır). Anayasa Mahkemesi kanunların parlamento, hükümet ve idare tarafından yerine getirilip getirilmediğini kontrol etmektedir. Anayasaya karşı gelen kanunlar bu mahkeme tarafından kaldırılabilir yürürlükten. Bu takdirde parlamento yeni bir kanun çıkarır ve anayasa mahkemesinin kararına uyum sağlamalıdır. Anayasa Mahkemesi hem seçimleri kontrol edebilir, hemde yeni seçim kararı alabilir ( mesela Ulusual Meclis, cumhurbaşkanı seçimi gibi).
Anayasa birlikte yaşamanın temelidir
Anayasa, devlet içinde geçerli tüm kanunların temeli ve ölçüsüdür. Demokratik bir devlette kanuni yasama beraber yaşamanın temelidir. Bu anayasa toplumda beraber yaşayan insanların hayatını düzenlemektedir: zengini, fakiri olsun, akraba olsun, yada olmasın, aynı din ve siyasi parti mensubu olsun yada olmasın. Vatandaşlar kanunları doğru bulsa yada bulmasa bile, kanunlar her vatandaş için geçerlidir.
Devlet sınırlarındaki yaşam için anayasa en yüksek kanuni yasamadır. Dini düzenlemeler, siyasi kanıtlar yada gelenek ve görenekler anayasadan önce gelmez.
Katolik kilisesini bu konuda örnek olarak gösterebiliriz: uzun yıllar boyunca katolik kilisesi, insan haklarını garanti altına alan devlet anayasasına karşı çıkmıştır. Bu anayasayı gerçek inanca karşı olarak görmüştür yıllar boyunca ve zamanla bunun böyle olmadığını öğrenmiştir. Hristiyan inançlı şahıslar anayasanın insan haklarını nasıl koruyabildiğini göstermişlerdir. Bugün katolik kilisesi insan haklarını korumaktadır ve bu hakların nasıl oluştuğuna ve korunduğuna dair tezler üretmektedir.