Suç ve Ceza
Anayasa ve hukuk devletinin geçerlilik kazanması ve koruması için hakkın yerine getirilmesi gereklidir (bkz. Hukuk devleti). Bu amaç için güvenlik, idare ve hukuk yetkinlikleri bulunmaktadır. Kurallara karşı gelindiğinde devlet kendi idare yöntemleriyle kanunların varolduğunu göstermeli ve cezalandırmalıdır. Ceza kanunu kurallara karşı gelindiğinde kullanılan en yoğun müdahele şekillerinden biridir. Başka imkanlar son bulduktan sonra geçerli olan en gerekli müdahele şeklidir ceza kanunu.
Ceza kanunun temel görevlerinden biri ise toplum kapsamındaki yaşamı korumaktır. Sosyal düzende hangi tavrın kanun dışı olduğunu belirlemektedir ceza kanunu. Toplumsal hayat genelde devlet zorunluluğu olmaksızın sosyal kontrol sayesinde sürmektedir. İnsanlar sosyal toplumsallaşmalar sayesinde birbirlerini korumaktadırlar: mesela aile, okul, komşuluk, iş yeri yada dernek gibi sosyal topluluklardır bunlar. Bu topluluklar beklentileri ve yasaklarıyla kurulmuş bir sosyal hayatın ne demek olduğunu bilmektedir. Bu sosyal düzen hukuki düzen tarafından desteklenmektedir.
Ceza ne demektir?
Kanuni kurallar çiğnendiği an verilen karşılığa ceza denir. Umumi anlamda ceza sayesinde hangi davranışların ve kural karşıtlığın yasak olduğu veyahut istenilmediği dile getirilir. Ceza tarzlarından biri mesela hapis cezasıdır. Cezanın geçerliliğini sadece mahkeme vermektedir.
Kanunsuz ceza yoktur
Fail mevzuata karşı geldiğinde ve bu aykırılık kanuni kararlarda cezayla yüklüyse, fail cezalandırılır. Kanunsuz ceza yoktur ve bu gerçek her kanun devleti için geçerlilik taşımaktadır. Fiilsiz bir suç cezayla sonuçlandırılamaz, bu kanun dışıdır.
Suç ve ceza içeren hükümler, birbirleriyle kıyaslanamaz ve mahkeme istediği gibi hangi suçlu veyahut suçsuz kararı alamaz- hatta kamudan, medya ve siyasetten baskı gelse bile bu yasaktır! Kanuni suç kararlarını sadece meclis verebilir (bkz. Demokrasi). Mahkemenin güç alanı meclis tarafından kısıtlanmaktadır. Ceza kanununda geriye cezalandırma yasaktır ve suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur.
Hangi fiilin hangi cezaya öngörüldüğü gelenekten geleneğe farklıdır ve tarihin akışına bağlıdır. Demokratik tartışmalar sonunda toplum sınırlarında hangi hakların korunması gerektiği belirlenmiştir. Ceza Kanununun amacı; kişisel hak ve özgürlükleri, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak ve suç işlenmesini önlemektir.
Suçsuz ceza yoktur
Kanunda suç olarak öngörülen bir fiili işleyen kimse faildir ve failsiz suç da mümkün değildir. Her fiil zorunlu olarak bir failin eseridir ve bundan dolayı fail suçludur ( ‚Fiilsiz ceza yoktur‘) (bkz. Özgürlük). Şahıs suçu işlemediyse, faile suçlu değildir (14 yaşından küçük çocukların cezai ehliyeti bulunmamaktadır). İnsanın fail olabilmesi için bazı koşullara sahip olması gereklidir ve bundan dolayı cezaî ehliyeti veya suç işlemeye ehil olmak kavramı ortaya çıkarılmıştır. Bu sebepten dolayı cezanın ölçüsü suçluluk ölçüsünü aşmamalıdır.
Fail fiilsiz cezalandırılamaz. Mesela akıl hastaları ceza ehliyeti olmayan insan grubuna aittir ve bu gruptan bir failin tehlikeli bir şahıs olduğundan, önlem bakımından- fiili ne kadar olursa olsun- böyle bir kişi kapalı bir kuruma yerleştirilebilir.
Hangi ceza kanunları vardır?
Avusturya ceza kanunu para ve özgürlük cezalarını temel ceza olarak kavramaktadır. Para cezası belirli bir miktarda para ödemeyi içerir ve bu ceza günlük oranda uygulanır. Cezanın amacı failin hayat koşullarının belirli bir süre için düşük tutulmasıdır- kişisel anlamda şahıs sadece asgari geçimden yaşamaya zorunlu tutulmaktadır. Günlük para cezasının sayısı failin işlediği fiile orantılıdır. Ödenen paranın oranı ise failin hayat koşullarından yola çıkarak belirlenmektedir. Günlük ceza orantısı zengini olsun, fakiri olsun, aynı ölçüye zorunlu tutulmaktadır. Fail hürriyetinden ya ‚hayatı boyunca‘ yada belirli bir süre için (en az bir gün, en fazla 20 yıl) yoksun kılınmaktadır. Para cezası veyahut özgürlük cezası olsun kesinleştikten sonra icra takibene alınabilir. Ceza infaz kanuna göre verilen ceza olarak ertelenebilir. Bu ne anlama gelir? Suçu tespit edilen şahısa bir ‚deneme zamanı‘ verilir ve bu zaman sarfında bir daha ceza işlemezse bu kişi ;‘ iyi halli bir deneme süresinin‘ sonunda cezadan infaz edilir ve hapise gitmek zorunda kalmaz yada adli para cezası ödemek zorunda kalmaz.
Bunun sebebine baktığımızda şunu görürüz: kanunlara karşı gelindiğinde devletin elinde olan en önemli ceza kanunlarından biri ağır ceza kanunudur. Ağır ceza kanunları gerekli görünen alanlarda kullanılmaktadır. Cezalandırma sadece ve sadece gerekli görünen amaca ulaşma şartıyla kullanılmaktadır.
Cezanın gayesi nedir?
Avusturya Ceza Kanunu cezalandırmayı fiilin gelecekte önlenmesi amacıyla kullanmaktadır (bu düşünce prevansiyon olarak adlandırılır). Özel prevansiyon dendiğinde akla gelen, bir faili işleyebileceği fiilden uzak tutmak ve bu tavra eğitmek demektir. Genel prevansiyona baktığımızda cezanın tehdidi ve uygulanması ceza işleyecek şahsı tavrından uzak tutmak, yada fiili önlemek anlamına gelir.
Topluma verilen sinyal rolü burda önem taşımaktadır: kanunlara karşı çıkmak, cezayla sonuçlandırılmaktadır ve kamuoyuna kanunlara uyulması gerektiği gayesi gösterilmektedir. Bir taraftan ceza korkusu yaratılır ve böylelikle şahısların cezadan uzak durması sağlanır ve diğer taraftan kanunların geçerliliğine güvenilmesi elde edilir.
Eski ceza kanununda geçerli olan kefaret düşüncesi şimdiki Avusturya Ceza Kanunda geçerli değildir. Ceza failin hayatına ağır bir müdahele amacıyla değil, failin toplumsal bir yaşama resosyalize olması amacıyla verilir.
Cezayı kim verir?
Sadece devlet cezalandırma hakkına sahiptir. Bu karar mahkeme esnasında, birden fazla hakim tarafından verilir. Mahkeme failin hangi suçtan yargılandığını belirlemektedir. Bu kararda birçok faktörün rolü bulunmaktadır: fail daha önce başka bir suçtan yargılandı ve suçunu kabul etti? Yada işlediği suç neydi?
Fail ceza mahkemesi tarafından mahkûm edilirse, fiil sabıkasına kayıt edilir ve fail sabıkalı olur. Ceza ödenmediği sürece adli sicildeki sabıkalar şahsın günlük hayatında olumsuzluklar yaratabilir. Yeni iş başlangıçlarında birçok işveren adli sicil göstergesini istemektedir ve böyle bir durumda fail işlediği suçundan ‚damgalanmış misali‘ cezasının birçok katını çekebilir.
Ağır Ceza Kanunu dışında Avusturya Ceza Kanunu içerisinde idare hukukda bulunmaktadır ve önde gelen idare cezalarından birisini para cezası oluşturmaktadır.
İdari makamlar tarafından verilen özgürlük cezası üç ayı geçmemelidir. İdari cezalar sicile işlenmez ve fail bu fiilden dolayı sabıkalı olarak görülmez.
Alternatif ceza yargılaması
Bilimsel araştırmaların sonunda ağır ceza fiillerinin oranı cezanın ağırlığına bağlı değildir. Bu konuda önemli olansa, ilk etapda devletin makamlarının fiile karşı bir reaksiyon göstermesidir. Bu gerçekten yola çıkarak Avusturya Ceza Kanunu alanında 1980li yıllardan bugüne kadar öncelikle Çocuk Koruma Kanunun‘da ve daha sonra diğer kanuni alanlarda diversiyon kurum fikri geliştirilmiştir. Diversiyon, yani bölüme ayirma, basit suçları genel ceza yargılamasının dışında bir yöntemle çözme yöntemidir. Bu kanun sistemi klasik para ve özgürlük cezasına karşı bir alternatif ceza kanunu oluşturmaktadır. Hafif suçlarda (mesela küçük çaplı hırsızlıklar gibi) fail klasik cezaya tabikata tutulmaz. Fail ve işlediği suçun dimenziyonları göz önünde bulundurulur.
Diversiyon çözüm yöntemleri şunu içermektedir: bir miktar paranın ödenmesi, yardım hizmetleri sunulması, bir deneme süresinin belirlenmesi ve suçun çözülmesi. Klasik cezalandırmaya nazaran fail işbirliğine zorunlu tutulmaz. Fail önerilen bölme ayırma çözüm teklifine evet demelidir. Fakat yinede arka planda diversiyon kurumu sonuçsuz kalmasına dair, klasik cezalandırma sistemi sürdürülebilir. Diversiyon kurumu bugün süratle benimsenmekte ve uygulanmaktadır.